Web3 kullanıcıları için yükseliş stratejisi: Sürdürülebilir bir ekosistem inşa etmek

Web3 alanında, birçok proje kısa süreli kullanıcı yükselişinin ardından hızla düşüş yaşadı ve nihayetinde "ölüm sarmalına" girdi. Geleneksel sektörlerden farklı olarak, kripto para piyasası Web3 projeleri üzerinde daha doğrudan ve belirgin bir etkiye sahiptir. Boğa piyasasında birçok proje parlıyor, ayı piyasasında ise çoğu proje eleniyor. Bu başarısız projeler genellikle ayı piyasası koşullarında, token fiyatlarının sürekli düşmesiyle, teşvik mekanizmalarının işlevsiz hale gelmesine hatta kullanıcı çıkarlarına zarar vermesine neden olarak nihayetinde büyük ölçüde kullanıcı kaybına yol açıyor.

Kullanıcı yükselişi, ürünün uzun vadeli hedefidir; bu hedefin özü, ürün ile kullanıcı arasında bir ekosistem inşa etmektir. Sürekli iterasyon ile pazar payı elde etmek ve kullanıcı ölçeği ile değerinin istikrarlı bir şekilde yükselişini sağlamak gerekmektedir. 2022 yılında, sosyal medya uygulamaları haricinde, çoğu Web3 uygulamasının aktif kullanıcı sayısında farklı derecelerde bir düşüş gözlemlenmiştir. Aşağıda Web3 kullanıcı yükseliş stratejileri üzerine bazı düşünceler yer almaktadır.

Web3 kullanıcılarının yükselişine dair temel düşünceler

Kripto pazar döngülerinin kullanıcı büyümesi üzerindeki etkisi büyük olsa da, girişimciler makro faktörlerle sınırlı kalmamalıdır. Kullanıcı büyümesinin birinci önceliği, ürünle uyumlu bir pazar segmenti bulmaktır, yani ürün-pazar uyumu(PMF) içindeki "M". Belirli bir pazara odaklanmalı ve geniş pazarın tamamını karşılamaya çalışmamalıdır. Ürün özellikleri ve kaynak avantajlarını birleştirerek, en uygun pazar konumunu belirlemelidir. Öncelikle tek bir pazara derinlemesine odaklanarak liderlik konumuna geldikten sonra yatay genişlemeyi düşünmelidir. Çinli girişimciler için, tanıdık Çince topluluğu ve kullanıcı tabanını terk etmek akıllıca değildir; bu, dünya çapında potansiyel müşteri tabanının üçte birini terk etmekle eşdeğerdir.

Ürün geliştirme açısından, en az uygulanabilir ürün (MVP) iyi bir bir fikir. Bu, önce temel iş döngüsünü karşılayan en temel işlevleri sunmayı, ardından pazar geri bildirimine göre iteratif iyileştirmeler yapmayı ifade eder. Geliştiriciler mükemmel bir ürünü bir seferde geliştirmeye çalışmamalı, bunun yerine kullanıcıların en acil sorunlarını çözmeye odaklanmalı, kullanım süreçlerini basitleştirmeli ve PMF'ye uygun bir MVP oluşturmalıdır. Bu süreçte, geliştiricilerin birçok iyi fikre "hayır" demesi sıkça gerekir.

PMF, ürün ile pazarın uyumlu olduğu durumu ifade ederken, MVP, PMF'ye ulaşmanın etkili bir yoludur. PMF'ye uygun MVP'yi pazara sürmek, "pazara çıkış"(GTM) stratejisidir. GTM'nin amacı, kullanıcıları edinmek ve elde tutmaktır; genellikle "funnel modeli"ni takip eder: üst kısımdan müşteri ediniminden, alt kısma kullanıcı dönüşüm ve tutma aşamasına, kullanıcı sayısının aşamalı olarak azaldığı bir süreçtir.

Web3'ün GTM stratejisi, geleneksel Web2 projelerinden farklıdır. "Topluluk", Web3 GTM'nin benzersiz bir alanıdır ve kullanıcı büyümesi için önemli bir kanaldır. Web3 projelerinin GTM stratejileri genellikle token tabanlı topluluk teşvik önlemleri ve buna bağlı öneri programları ile birlikte gelir; token teşvikleri sayesinde eski kullanıcılar yeni kullanıcıları önerirken, yeni kullanıcılar da bu sayede ödül alabilir.

Ürün Pazar Uyum Oranı ( PMF ): Pazarın doğru bir şekilde tespit edilmesi, gerçek ihtiyaçların karşılanması

PMF hakkında, aşağıdaki birkaç anahtar soruyu düşünmek gerekiyor:

1. Bu ürünü/özelliği neden geliştirmek istiyoruz?
2. Ürün/özellikler piyasa talebini karşılayabilir mi?
3. Neden şimdi bu ürünü/özelliği geliştirmiyoruz da ileride?

Pazar talebinin eksikliği, girişim projelerinin başarısız olmasının en önemli nedenidir. Bu nedenle, geliştiricilerin ürün planlama aşamasında bu sorunları net bir şekilde düşünmeleri gerekir; ürünün piyasaya sürülmesine yakın bir zamanda pazar araştırması yapmaya başlamamalıdırlar. İnsanlar, kişisel önyargılar ve inat nedeniyle gerekli pazar araştırması çalışmalarını göz ardı etme eğilimindedir.

PMF'yi bulmak döngüsel bir iterasyon sürecidir. Sürekli geri bildirim toplayarak ve doğrulayarak, ürünü pazarla uyumlu hale getirmek için aşamalı olarak geliştirir ve sonraki doğrulamalarda geri bildirim bilgilerine göre belirli adımları optimize ederek ürünün pazarla uyumunu artırır.

1. Pazar segmentini belirleyin, hedef kullanıcı grubunu kilitleyin, karşılanmamış ihtiyaçları keşfedin

Hedef pazarın ve hedef kullanıcı grubunun doğru bir şekilde belirlenmesi, ürünün kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamayacağını belirleyen anahtardır. Büyük pazarı segmentlere ayırarak hedef kullanıcı grubunu belirlemek, kullanıcı profili veritabanı oluşturmak ve ihtiyaç analizi yapmak gerekir. Hedef kullanıcı profili oluşturulduktan sonra, bir sonraki adım onların ihtiyaçlarını anlamaktır. Kullanıcılara değer yaratmaya çalışırken, ilgili pazar fırsatlarını da tanımlamak önemlidir. Eğer bir pazarın kullanıcı ihtiyaçları zaten iyi bir şekilde karşılanıyorsa, o pazara girmemek gerekir; bunun yerine yeni pazar fırsatları aramak daha iyidir. Belirli bir pazardaki kullanıcı ihtiyaçlarının henüz iyi bir şekilde karşılanmadığını keşfettiğinizde, o pazara girmeyi düşünebilirsiniz.

2. Ürün stratejisi belirlemek, değer önerisini netleştirmek, farklılıkları ve temel rekabet avantajını vurgulamak

Kullanıcılar kaçınılmaz olarak çeşitli rakip ürünleri senin ürününle karşılaştıracaklar, bu nedenle kullanıcı memnuniyeti büyük ölçüde ürünün benzersiz yönlerine bağlıdır. Bu özellikler, ürünün farklılığını oluşturur. Değer teklifi, ürünün öne çıkan yönlerini vurgulamak, kullanıcıların bu ürünün rakip ürünlerden daha iyi bir şekilde ihtiyaçlarını karşıladığını hissetmelerini sağlamaktır. Ürünün karşılayabileceği çeşitli ihtiyaçlar arasında hangi birine odaklanmalıyız? Ürünün kullanıcıları çekebilecek benzersiz işlevleri nelerdir? Ürün, rekabette nasıl öne çıkabilir? Bu, ürün stratejisinin yanıtlaması gereken üç temel sorudur.

3. Seçkin MVP fonksiyon seti, kullanıcı ihtiyaç testini tamamla

Ürün stratejisi ve değer önerisi netleştikten sonra, MVP'nin içermesi gereken temel işlevlerin seçimine başlanmalıdır. Geliştiricilerin büyük miktarda zaman ve enerji harcadıktan sonra kullanıcıların ürünü beğenmediğini keşfetmeleri oldukça sinir bozucu bir deneyimdir; bu durum defalarca tekrarlandığında fonların tükenmesine neden olabilir. MVP'nin amacı, geliştirmenin doğru yönde olup olmadığını belirlemektir, ardından kullanıcıların değerli bulduğu alanlarda yeterince büyük bir değer yaratmaktır. MVP tamamlandıktan sonra, hedef kullanıcı grubunda yeterli test yapılmalı ve toplanan geri bildirimlerin yeterli sayıda hedef pazar kullanıcısından geldiğinden emin olunmalıdır. Aksi takdirde, kullanıcı geri bildirimleri ürünü yanlış bir yöne yönlendirebilir. Hassas kullanıcı geri bildirimlerine göre, varsayımlar yeniden ayarlanmalı ve MVP'yi yinelemek için erken süreç adımlarına geri dönülmelidir, ta ki pazarla yüksek derecede uyumlu bir ürün tasarlanana kadar.

Minimum Viable Product ( MVP ): Hızlı iterasyon, dolambaçlı yollardan kaçınma

MVP ile ilgili olarak aşağıdaki birkaç soruyu düşünmek gerekir:

1. Ürün / fonksiyon hangi parçalardan oluşmaktadır?
2. Hangi sorunları çözebilir?
3. Bu özelliğin gelecekte ne tür bir iterasyon planı var?
4. Ürün/özelliğin değeri nedir?

MVP, en düşük geliştirme maliyeti ve en kısa sürede kullanılabilir, proje vurgularını ve yeniliklerini yansıtan bir ürün geliştirmeyi ifade eder. Bu ürün basit olmasına rağmen, fikirleri hızlı bir şekilde doğrulama imkanı sunar. İnsanların mükemmeliyet arayışı vardır ve bazı işlevlerin eksik olmasının kötü olacağını düşünürler, ancak gerçekte bu durumun büyük bir etkisi olmayabilir. MVP yöntemini benimsemezseniz, ilk sürüm geliştirme sürecinde önemsiz işlevlere çok fazla zaman harcayabilir ve sonraki sürüm güncellemelerinde de birçok yanlış yola sapabilirsiniz. MVP düşüncesiyle ürün geliştirmeye başladığımızda, dikkatimizi daha önemli konulara odaklayabiliriz.

MVP en mükemmel ürün değildir, amacı pazara hızlı bir şekilde girmek ve uygulanabilirliği test etmektir. Pazar talebini doğrulayarak, sürekli olarak yönü ayarlayıp, piyasa alanı ve protokol geliri olan bir ürün geliştirmek. Gerçekten de, MVP ana ağ ürünü olmak zorunda değildir, sadece kullanıcıya net bir deneyim sunan özenle tasarlanmış bir test ağı ürünü olması yeterlidir. Bu, büyük miktarda para harcayıp pazar tarafından kabul edilmeyen ürünler yapma sıkıntısını önleyebilir.

Geliştiriciler, MVP'yi hedef kullanıcı grubuna teslim etmeli, onların ürün tercihleri hakkında geri bildirim toplayarak bu ürünün gerekli olup olmadığını görmek için ilk ürünün arkasındaki pazar ve kullanıcı konumlandırmasına dair fikirleri doğrulamalıdır. Eğer fikir doğruysa, ürünün pazardaki görünürlüğünü hızlıca artırabilir ve bu tohum kullanıcıların ürünü gerçekten kullanmaya başlamasını sağlayabilir.

Daha fazla iç ürün toplantısı düzenleyin, hangi özelliklerin mevcut aşamada gereksiz olduğunu tartışın. Bu özellikleri çıkardıktan sonra geriye kalan, MVP'dir. MVP geliştirmek, karmaşıklığı basitleştirme yeteneği gerektirir; temel ihtiyaçlar etrafında ana özellikleri tanımlamak, önce kritik yol üzerindeki düğümleri iyi yapmak, ardından detay dallarını ve yardımcı işlevleri düşünmek. Bu karmaşıklığı basitleştirme yeteneği, aslında ritmi yakalamaktır, iş ve kullanıcı gelişiminin ritmiyle uyumludur: uygun zamanda ilgili ürün özelliklerini piyasaya sürmek, çok fazla değil, tam yerinde olmayı hedefler.

Pazar Yönelimi(GTM): Yeni Kullanıcı Edinimi ve Eski Kullanıcıları Tutma, Topluluk Yönetimi

GTM stratejisi hakkında aşağıdaki soruları düşünmek gerekiyor:

1. Ürün kullanıcılarla nasıl etkileşime geçiyor?
2. Kullanıcılara ürünü kullanmayı öğrenmelerinde yardımcı olmaya ihtiyaç var mı?
3. Kullanıcı kullanım sıklığı nedir?
4. Ürün nerede yayımlanıyor? Yerel, ulusal mı yoksa uluslararası pazarda mı?
5. Hangi kanal ortaklarını seçeceksiniz?
6. İşbirliği kanallarında ne tür kısıtlamalar vardır?

Web2'de, GTM genellikle pazarlama yöntemleriyle kullanıcı kazanır. Ancak Web3'te, GTM yalnızca pazarlama yoluyla kullanıcı kazanmakla kalmaz, aynı zamanda daha zengin bir "topluluk" yönetmelidir. Topluluk yalnızca kullanıcıları değil, aynı zamanda geliştiricileri, yatırımcıları ve ortakları da içerir; bunlar Web3 projelerinin paydaşlarıdır. Her başarılı Web3 projesinin genellikle güçlü bir topluluğa sahip olması gerekir. Bazı projeler "topluluk öncelikli" ilkesine sahiptir, bazı projelerin kararları "topluluk tarafından yönlendirilir", bazı projeler ise doğrudan "topluluğa ait" hale gelir. Kullanıcı ihtiyaçlarını sürekli olarak karşılamak ve kullanıcıların ürüne olan öznel faydasını maksimuma çıkarmak, yüksek katılım ve yüksek kaliteli bir topluluğa sahip olmanın tek yoludur.

Web3, geleneksel Web2 kullanıcı edinme hunisi modelini değiştirdi. Token ödülleri, soğuk başlatma sorununu çözmek için alternatif bir yol sunar. Geliştirici ekipler, erken kullanıcılar edinmek için geleneksel pazarlamaya fon yatırmak yerine, ağ etkilerinin henüz belirgin olmadığı aşamada token ödülleri kullanarak kullanıcıları çekiyor. Kullanıcıların erken katkılarına ödül vermek, daha fazla yeni kullanıcıyı çekmeye yardımcı olur; bu kişiler de katkılarıyla ödüller kazanmak isterler. Kullanıcı sadakati açısından, Web3'ün erken kullanıcıları topluluğa katkıları bakımından geleneksel Web2 iş geliştiricilerinden daha önemlidir.

1. Yeni kullanıcı edinmek

Görev etkileşimli airdrop, önemli bir GTM stratejisidir ve projelerin kullanıcılarına token dağıtımını ifade eder. Kullanıcıların token kazanma şansı elde etmek için belirli görevleri tamamlaması gerekir, bazen belirli token'lara sahip olma gibi diğer şartlar da olabilir. Erken kullanıcıları görev etkileşimlerini tamamlamaya teşvik etmek, projelerin soğuk başlangıç yöntemlerinden biridir ve düşük maliyetle ilk tohum kullanıcıları elde etmeye yardımcı olur.

Web3 görev etkileşim platformunda görev yayınlamak, kullanıcıları ürün etkileşimine katılmaya yönlendirmek çift taraflı kazanç sağlayan bir işlemdir. Proje sahipleri için, trafik kazanılır; kullanıcılar için, hem zincir üstü etkinlik kanıtı alabilirler hem de airdrop tokenleri kazanabilirler ve görev etkileşim sürecinde platform kullanım deneyimi biriktirebilirler.

2. Aktiflik ve Kalıcılığı Artırma

Token teşvikleri kullanıcıları çekebilir, ancak yalnızca bunlarla kullanıcı bağlılığını artırmak yeterli değildir. 2021'de kripto para piyasası ayı piyasasına girdiğinden beri, projeleri yönetmenin en büyük zorluklarından biri "kullanıcılar hızla geliyor, hızla da gidiyor". Kullanıcıların pasif olması ve tutulmasının zor olması, mevcut Web3 projelerinin yaygın bir sorunudur. Proje sahipleri, yeni kullanıcıları sadık kullanıcılara dönüştürmek, ürünlerini sürekli optimize etmek ve topluluk etkinliklerini sürdürmek için daha fazla çaba harcamalı, kullanıcılara daha iyi bir deneyim sunmalıdır. Twitter Space, Discord ve Telegram'da AMA düzenlemek, topluluk etkinliğini ve heyecanını artırmanın yaygın bir yoludur.

3. Tavsiye ve kendiliğinden yayılma

Kendiliğinden yayılma, mevcut kullanıcıların ürünü daha fazla yeni kullanıcıya tanıtması anlamına gelir. Eğer mevcut kullanıcılar ürünü beğenir ve iyi bir deneyim yaşarlarsa, ürünü topluluk içinde kendiliğinden paylaşacak veya arkadaşlarına doğrudan önereceklerdir. Bu, en düşük maliyetli olanıdır.